Karıncaların yaşadığı topluluklar, doğanın en ilginç olaylarından biridir. Bu küçük canlılar nasıl bu kadar karmaşık ve düzenli bir topluluk oluşturabiliyor? Karınca kolonileri o kadar uyumlu çalışır ki, bazen bu topluluklara “süper organizma” denir. Tek tek karıncalar, bu büyük organizmanın parçaları gibi davranır.
Bu konuda yapılan bir araştırma, karıncaların davranışlarının sosyal etkilerden nasıl etkilendiğini incelemiştir. Sosyal etkiler, bir grup içinde bir davranışın yayılması ve sonunda herkesin aynı şekilde davranmasına yol açmasıdır. Ancak bu etkiler her zaman olumlu sonuçlar doğurmaz. Örneğin, bazen büyük kalabalıklar arasında panik veya izdiham gibi olumsuz durumlar ortaya çıkabilir. Karıncalar, bu tür olumsuz sonuçlardan kaçınmak için “ters sosyal etkiler” adı verilen bir denge mekanizması kullanır. Bu mekanizma, karıncaların hepsinin aynı davranışı yapmasını engeller.
Araştırmacılar, bu dengeyi incelemek için 12 farklı karınca kolonisindeki karıncaların davranışlarını gözlemledi. Daha büyük kolonilerde daha fazla karıncanın aynı davranışı yapması beklenirdi, ancak bu gerçekleşmedi. Bunun nedeni, ters sosyal etkilerin devrede olmasıydı. Yani, bir karınca başka bir karıncanın bir işi yaptığını gördüğünde, kendisi farklı bir görev üstlenebiliyordu.
İnsan davranışı ise farklıdır. Örneğin, bir insan başkalarının yiyecek topladığını görürse, herkesin kendisi için yiyecek topladığını düşünerek endişelenir ve o da yiyecek toplamaya başlar. Bu, insan topluluklarında rekabeti artırabilir. Oysa karıncalar, koloninin ihtiyaçlarını kendi ihtiyaçlarından daha önemli görür ve bu doğrultuda hareket eder.
Sonuç olarak, karınca kolonileri gerçekten de bir “süper organizma” gibidir. Bu araştırma, bir karınca topluluğunun bir organizma gibi çalıştığını ve tek tek karıncaların bu organizmanın küçük parçaları olduğunu göstermiştir.