6.6.2. Duyu Organları Önerilen Süre: 8 ders saati
Konu/Kavramlar: Duyu organları ve yapıları, duyu organlarının sağlığı, duyu organları
arasındaki ilişki
6.6.2.1. Duyu organlarına ait yapıları model üzerinde gösterir ve açıklar.
Duyu organlarında bulunan özel almaçların uyarıları nasıl aldığı ve cevap verme
süreci açıklanır.
6.6.2.2. Koku alma ve tat alma duyuları arasındaki ilişkiyi, tasarladığı bir deneyle gösterir.
76.6.2.3. Duyu organlarındaki kusurlara ve bu kusurların giderilmesinde kullanılan teknolojilere örnekler verir.
6.6.2.4. Duyu organlarının sağlığını korumak için alınması gereken tedbirleri tartışır.
6.6.2.5. Duyu organları ve sağlığı ile ilgili meslek gruplarını araştırır ve bu meslek gruplarının toplum açısından önemini tartışır.
Yaşadığımız ortamı algılamamızı sağlayan; göz, kulak, burun, dil, deri duyu organlarımızdır. Duyu organlarımız varlıkların rengini, kokusunu, sertliğini, tadını, sesini algılamamızı sağlar. Duyu organlarımızın yapısında uyarıyı alıp sinir hücrelerine ileten duyu almaçları (reseptör adı verilen özel hücreler) bulunur. Her duyu organında farklı çeşitte duyu almacı bulunur.
Gözü koruyan yapılar: Kaşlar, göz kapakları, kirpikler, gözyaşı bezleridir.
Kaşlar: Terin göze gelmesini önler.
Göz kapakları: Gözü dıştan korur, gözün nemli kalmasını sağlar.
Kirpikler: Göze gelen yabancı maddelerin girmesini engeller.
Göz yaşı bezleri: Gözyaşı salgılar, gözün nemli kalmasını ve temizlenmesini sağlar.
Göz dıştan içe doğru sert tabaka, damar tabaka ve ağ tabaka(retina) dan oluşur.
1.Sert Tabaka: Göz en dışındaki beyaz renkli tabakadır. Gözü dış etkiler karşı korur ve göz yuvarlağına dayanıklılık kazandırır. Sert tabaka göz yuvarlağının ön kısmında incelerek saydam bir yapı kazanır. Işığı kıran bu saydam tabakaya kornea denir. Kornea gelen ışığı göz bebeğinde toplar. Sert tabakada kan damarları bulunmaz.
2.Damar Tabaka: Gözü besleyen damarlar bulunur. Damar tabaka gözün ön kısmında farklılaşarak iris, göz bebeği ve merceği oluşturur.
İris: Gözün renkli kısmıdır.
Göz bebeği: İrisin ortasındaki boşluktur. Işık fazla gelirse küçülür, az gelirse büyür.
Göz merceği: İrisin arkasında bulunur. İnce kenarlı mercektir. Gelen ışığın ağ tabaka üzerinde ters görüntü oluşturmasını sağlar.
Göz uyumu: Net bir görüntü için göz merceğinin incelip, kalınlaşmasıdır.
Camsı cisim: Göz merceği ile ağ tabaka arasını dolduran sıvıdır. Gözün şeklini ve göz merceğinin yerinde kalmasını sağlar.
3.Ağ tabaka (Retina): Işığa duyarlı almaçlar bulunur. Oluşan görüntü sinir hücreleri ile beyne iletilir.
Sarı leke (benek): Görüntünün oluştuğu yerdir.
Kör nokta: Göz sinirlerinin gözden çıktığı yerdir. Işığa duyarlı değildir.
Görme olayı dört aşamada gerçekleşir.
1.Cisimlerden yansıyan ışık ışınları saydam tabakaya gelir ve burada kırılır. Kırılan ışın ardından göz bebeğine gelir.
2.Göz bebeğinden gelen ışınlar göz merceğinde tekrar kırılarak ağ tabaka üzerine düşer.
3.Ağ tabakada sarı leke üzerinde ters bir görüntü olur. Oluşan görüntü duyu almaçları tarafından algılanır.
4.Algılanan görüntü, görme sinirleri vasıtasıyla beyindeki görme merkezine iletilir. Ters görüntü, beyindeki görme merkezinde düz olarak algılanır. Böylece görme gerçekleşir.
Cisimden gelen ışın → Saydam tabaka → Göz bebeği → Göz merceği → Sarı leke → Görme sinirleri → Beyin
Doğuştan olan göz kusurları:
Renk körlüğü (Daltonizm): Genellikle kırmızı ve yeşil renklerin birbirinden ayırt edilemediği göz kusurudur. Kalıtsal bir hastalıktır, tedavisi yoktur.
Şaşılık: Göz kasların uyumsuz çalışmasıdır, gözlük veya ameliyatla düzeltilir.
Sonradan olan göz kusurları:
Miyopluk: Yakını görür, uzağı iyi göremez. Görüntü sarı lekenin önünde oluşur. Kalın kenarlı mercekle düzelir.
Hipermetropluk: Uzağı görür, yakını iyi göremez. Görüntü sarı lekenin arkasında oluşur. İnce kenarlı mercekle düzeltilir.
Astigmatizm: Göz merceği yüzeyinin pürüzlenmesi ya da korneanın kavislenmesi sonucunda oluşur. Cisimler bulanık ya da şekli bozuk görünür. Silindirik mercekle düzeltilir.
Katarakt: Göz merceğinin saydamlığını kaybetmesiyle oluşur. Görüntü net değildir. Ameliyatla düzeltilir.
Presbitlik: Göz merceği sertleşerek esnekliğini kaybeder. Yaşlılarda yakını görememe hastalığıdır. İnce kenarlı mercekle düzeltilir.
Gözlük ve kontak lensler, göz kusurlarının tedavisinde kullanılan teknolojik aletlerdir.
Kornea nakli: Korneadaki saydamlığın bozulduğu veya bu tabakanın şeklinin değiştiği durumlarda kornea nakli yapılır. Bozuk kornea sağlamıyla değiştirilir.
Not: Görme engelliler yazıları okumak için Braille (Breyıl) alfabesi kullanırlar. Bu alfabede harfler kabartma noktalardan oluşmaktadır.
1.Gözlerimizi temiz tutmalı. Kirli ellerle gözümüze dokunmamalıyız.
2.Başkalarına ait havlu ve gözlükleri kullanılmamalı.
3.Televizyon ve bilgisayar uzun süre ve yakından izlememeliyiz.
4.Okuma sırasında gözlerimiz ile kitap arasındaki uzaklığın yaklaşık 35 cm olmasına dikkat etmeliyiz.
5.Gözlerimizi aşırı ışıktan korumalıyız.
6.Gözlerimizin görme yeteneğini artırmak için A vitamini içeren besinler yemeliyiz.
İşitme ve denge organımızdır. Kulak, dış kulak, orta kulak ve iç kulak olmak üzere üç kısımdan oluşur.
Kulak kepçesi ve kulak yolundan oluşur. Kulak kepçesi sesi toplayarak kulak yoluna iletir. Kulak yolu yapısındaki kıllar yardımıyla kulağa giren toz v.b maddelerin kulak zarına ulaşmasını engelleyen bir sıvı salgılar. Kulak yolunun sonunda kulak zarı bulunur. Kulak zarı ses dalgaları ile titreşir.
Burada çekiç, örs, üzengi kemikleri östaki borusu ve oval pencere bulunur. Kulak zarındaki titreşimler çekiç, örs ve üzengi kemikleri ile oval pencereye iletilir. Östaki borusu orta kulaktan yutağa açılır. Orta kulak ile dış ortamda meydana gelen basınç farkını engelleyerek kulak zarının yırtılmasını engeller.
Yarım daire kanalları ve salyangozdan oluşur. Yarım daire kanalları beyincikle beraber vücudun dengesini sağlar. Salyangozda işitme almaçları ve işitme sinirleri bulunur.
İşitme dört aşamada gerçekleşir.
1.Kulak kepçesi ile toplanan ses dalgaları, kulak yolu ile iletilerek kulak zarını titreştirir.
2.Çekiç, örs ve üzengi kemikleri bu titreşimi oval pencereye iletir.
3.Titreşimler oval pencereden salyangoza geçer.
4.Ses, salyangozdaki işitme almaçları tarafından algılanır ve işitme sinirleri aracılığıyla beyindeki işitme merkezine iletilir. Böylece işitme olayı gerçekleşmiş olur.
İşitme kaybı doğuştan ya da sonradan olabilir.
Doğuştan gelen bozukluklar: Kulak zarı sertleşmesi, orta kulakta kemik kaynaması ve iç kulaktaki zedelenmeler.
Sonradan oluşan bozukluklar: Şiddetli darbeler sonucu kulak zarının yırtılması, işitme duyu sinirlerinin zedelenmesi.
İşitme kaybı olan insanlar, işitme cihazı kullanırlar.
Not: İşitme engelliler, çevreleriyle iletişim kurmak için işaret dilini kullanırlar. İşaret dili, harfleri veya kelimeleri anlatmak için sadece ellerin kullanıldığı bir dildir.
1.Temiz tutmalıyız.
2.Sert cisimlerle karıştırmamalıyız.
3.Soğuktan ve dış darbelerden korumalıyız.
4.Yüksek sesli ortamlarda bulunmamalı, patlama sesi gibi şiddetli seslerin olduğu ortamlarda, oluşan basıncın kulak zarımıza zarar vermesini engellemek için ağzımızı açmalıyız.
En büyük duyu organımızdır. Vücudumuzu tamamen örter.
Derinin görevi:
1.Vücut ısımızı ayarlar.
2.Solunum ve boşaltıma yardımcı olur.
3.Vücudumuzu dış etkilerden korur.
Deri iki tabakadan oluşur.
1.Üst deri: Derinin alt bölümlerini korur, ölü hücrelerden oluşmuştur. Bu tabakada kan damarları ve sinirler bulunmaz. Deriyi zararlı ışıklardan korur. Üst deride derinin rengini belirleyen hücreler vardır.
2.Alt deri: Kan damarları, kıl kasları, sinirler, ter bezleri, yağ bezleri, kıl kökleri ve duyu almaçları burada bulunur. Alt derinin en altında yağ tabakası bulunur. Yağ tabakası vücudumuzu çarpmalara karşı korur. Ayrıca vücudumuzun ısı kaybını önler. Alt deride bulunan ter bezleri, terleme ile boşaltıma yardımcı olur.
Alt derideki duyu almaçları sıcak, soğuk, basınç, sertlik, yumuşaklık gibi duyuları algılar. Duyu almaçları ile alınan duyular, sinirler yoluyla beyne iletilir ve burada değerlendirilip algılanır.
Deri Hastalıkları ve Tedavisi
1.Deriye kesilme, ezilme, yanma ve kimyasal maddeler zarar verebilir.
2.Mantar, pire, kene ve parazit ısırmaları deriye zarar verir.
3.Mikroorganizmalar, deri iltihaplanmasına yol açabilir.
4.Alerjik deri hastalıkları kurdeşen ve egzama oluşabilir.
Cilt kanserinin teşhisinde dermatoskop kullanılır. Vücutta oluşan benler dermatoskop ile incelenir.
1.Temiz tutmalıyız.
2.Sık sık banyo yaparak, kötü kokuları ve mikropları uzaklaştırmalıyız.
3.Güneşte fazla kalmamalıyız.
Burun, koku alma ve solunum organımızdır. Burnumuz aldığımız havanın ısıtılmasını, nemlenmesini ve temizlenmesini sağlar. Burun boşluğunun duvarları burnun nemli kalmasını sağlayan mukus salgısını üreten mukoza tabakasıyla kaplıdır. Burun boşluğunun üst tarafında koku almaçlarının yoğunlaştığı sarı bölge bulunur.
1.Kokulu cisimlerden buharlaşarak ayrılan ve havaya karışan tanecikler, sarı bölgedeki mukus sıvısında çözünerek koku almaçları uyarılır.
2.Uyartılar beynin koklama merkezine iletilir. Böylece koku algılanmış olur.
Sinüzit: Sinüslerin iltihaplanmasıdır. İlaçla tedavi edilebilir.
Saman nezlesi: Alerjik bir hastalıktır. Polenlerden kaynaklanır. İlaçlarla ya da aşıyla tedavi edilir.
Burun kanaması: Çarpma ya da tansiyonun yükselmesinden kaynaklanır. Burun kemikleri sıkılmalı ve alına buz konulmalıdır.
1.Burnumuzu karıştırmamalıyız.
2.Burun kıllarını koparmamalıyız.
3.Ne olduğunu bilmediğimiz ya da kokusu keskin olan maddeleri koklamamalıyız
4.Sigara içmemeliyiz.
Tat alma, çiğneme, yutma ve konuşmaya yardımcı olur. Maddelerin tadının alınabilmesi için tükürükte çözünmesi gerekir.
1.Tükürükte çözünen maddeler, tat tomurcuklarındaki almaçları uyarır.
2.Almaçlar, aldıkları uyarıları tat alma sinirlerine iletir.
3.Tat alma sinirleri beyindeki tat alma merkezini uyarır ve tat duyusu algılanır.
Tat alma bölgeleri
Dilin her bölgesi her tadı alır, ancak bazı bölgeler daha özelleşmiştir. Dilin tat alma bölgeleri uçtan arkaya doğru tatlı, tuzlu, ekşi ve acıdır.
Tat Alma ve Koku Alma Arasındaki İlişki
Beyinde, tat alma ve koku alma duyu merkezleri birlikte çalıştığı için burun ve dil de birlikte çalışır. Bu nedenle girip ve nezle olduğumuzda kokusu iyi algılanamayan besinlerin tadı da iyi algılanamaz.
Tat körlüğü: Bazı tatların alınamaması hastalığıdır.
Dil iltihabı: Dilin iltihaplanmasıdır. Sebebi sigara, çok sıcak ve çok soğuk besinler tüketmek, diş eti iltihabı, çürük dişlerdir.
1.Ağız temizliğine önem vermeliyiz.
2.Çok sıcak ya da çok soğuk yiyecek yememeliyiz.
3.Alkol ve sigara kullanmamalıyız.
hocam çok güzel olmuş ellerinize sağlık
Hocam ben üniversite öğrencisiyim bir resminizi ödevim için kullanabilir miyim? Telif hakkı var mı görselin?
Emeğinize sağlık hocam ders sunumumu hazırlamak için faydalandım teşekkür ederim.
Artık hep bu siteyi kullanıcam süper emeği geçen herkesin emeğine sağlık
Sitenizi sevdim cevaplarsan yorumumu arkadaşlarımada siteyi öneririm
Hocam elinize sağlık, 6 sınıf öğrencim için burdan faydalandık çok teşekkür ederim
hocam mükemmel ama ben nereden indiri ce m bunu ama aşırı sevdim çok iyi
Çok harika bi sitebjnsan sonda hep bunu kullanicam:D